Skip to main content

“GUGUOU” // 12.09.2017 with Ali Akay & Bulut Çavaş @ French Institute, Istanbul


Aylaklar” sergisinin açılış gecesinde, saat 19:30da, Yasemin Özcan ‘Flanöz’ün Kalbi’ isimli bir sunum performans gerçekleştirecek. Oğuz Erdin, Güçlü Öztekin ve Güneş Terkolun yeni grubu GuGuOu da açılış programına aynı gece saat 20.15de sergileyecekleri, şehirde yürüme, kaybolma ve aylaklık üzerine geliştirdikleri performansla katılacak.

Lors de la soirée d’ouverture des « Flâneuses », à 19h30, Yasemin Özcan présentera une lecture-performance intitulée « Heart of the Flâneuse » (« Cœur des Flâneuses »). GuGuOu, un nouveau collectif créé par Oğuz Erdin, Güçlü Öztekin et Güneş Terkol, présentera à 20h15 une performance développée autour de la marche dans la ville, le fait de se perdre, et la flânerie.




LINKS:



Comments

Popular posts from this blog

GUGUOU@ THE 27TH ISTANBUL CAZ FESTIVAL, 2020 9 September/Eylül 18:30 @Feriye

BORA ÇELİKER GÜÇLÜ ÖZTEKİN                                                  GÜNEŞ TERKOL & GÜÇLÜ ÖZTEKİN https://caz.iksv.org/en/the-27th-istanbul-caz-festival-2020/islandman-/-tugce-senogul-/-guguou-vitrin-showcase-nights 9 Eylül Çarşamba, 18.30, Feriye Islandman // Tuğçe Şenoğul // Guguo Vitrin Geceleri Festivalden Elektronik Sesler Yükseliyor Festivalin bu yılki son Vitrin Gecesi, yerli elektronik tınılara adandı. Feriye’nin sırtını Boğaz’a yaslayan sahnesi Guguou, Tuğçe Şenoğul ve  Islandman ’e emanet. 2017’de Güneş Terkol’un São Paulo Bienali’ne davet edilmesiyle müzik hayatına başlayan Guguou, popüler sesleri elektronik tonlarla zenginleştiriyor. Müzikal kariyerine karanlık synth’lerin başrolde olduğu Seni Görmem İmkânsız ve Kahinar gruplarıyla başlayan Tuğçe Şenoğul, gecenin bir diğer konuğu. Yer aldığı gruplardan miras kalan karanlık melodileri öz...

6. Mardin Bienali 10. 05-10. 06 2024 GuGuOu konseri

  Daha Uzaklara… (Katastema) Bizim özgürlüklerimize set koyan yoğunlaşmaların bizi sarmalayan yapısından çıkma ihtimallerini bulmak ve toplumların  küreselleşmiş  geçmişine  bakmak  üzere  nereye  doğru bakışımızı çevirebiliriz? Aşmış olduğunu düşündüğümüz, bizi kıskıvrak yakalayan açık kafeslerin içindeki yeniden kimlikçi hale giren bir dönemden geçmekteyiz. Doğaya, kültüre (antroposen ve kapitalosen), bitkilere, hayvanlara ve başka insanlara, etnisitelere, milletlere, sınıflara, bölgelere post-kolonyal ve feminist, kesişimsel, de-kolonyal yapıbozum bağlamında ırkçılığa karşı mücadeleyi nasıl “birlikte var olma haline çevirebiliriz ? Hiç birini yadsımadan ve sürekli bir şekilde bunlarla mücadeleyi sürdürerek bu sorunların üzerinden, nasıl bıkmadan ve mücadeleyi bırakmadan geçerek, bunları aşabiliriz ve daha “uzakları” hayal etmeyi öngörebiliriz ? Bugün toplumlardaki aile ilişkilerindeki (tek ebeveynli aileler, birden çok süre giden evlilikler ve bunla...